Monday, February 19, 2007

Lazer tedavisini hafife almayın!

Lazer tedavisiyle göz kırma kusurlarından kurtulmak isteyenler, olası olumsuzluklara karşı mutlaka ayrıntılı bir sağlık taramasından geçmeliler.

Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Erbağcı, lazerle göz kırma kusurlarından kurtulmak isteyenlerin, olası olumsuzluklara karşı mutlaka ayrıntılı bir sağlık taramasından geçmesi gerektiğini söyledi.

Erbağcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, lazer operasyonu sırasında korneanın yeniden şekillendiğini, miyoplarda sivri olan korneanın düzleştirildiğini, hipermetropta ise düz olan korneanın sivrileştirildiğini
belirtti.

Birçok kişinin gözlüklerinden kurtulma hayali kurduğunu ancak herkesin lazer tedavisi olamayacağını ifade eden Erbağcı, "Lazer tedavisi olmak isteyen kişilerin kornea kalınlığının belirli bir düzeyde olması ve kişilerdeki göz yaşının yeterli olması gerekir" dedi.

Erbağcı, romatizmal hastalığı olanların ya da düzensiz takip edilen şeker hastalarının lazerle göz tedavisi olmaya çalışmasının, birçok olumsuzluk doğurabileceğini belirterek, şöyle konuştu:

"Lazerle göz kırma kusurlarından kurtulmak isteyenlerin olası
olumsuzluklara karşı mutlaka ayrıntılı bir check-up’tan geçmesi gerekiyor. Gözün yanı sıra kişilerin gözü etkileyen diğer rahatsızlıklarının da bilinmesi lazım. Operasyon öncesinde göz de iyice incelenmeli. Göz bebeği büyütülüp retina kontrol
edilmeli, kişide göz kuruluğuna ve göz tansiyonuna bakılmalı."

Erbağcı, göz kuruluğu olan bir kişiye lazer operasyonu uygulanamayacağını belirterek, işlem sonrasında göz kuruluğu artacağı için bu sorunu olan kişilerin daha büyük sorunlar yaşayabileceğini ifade etti.

Konforlu bir yaşam


Erbağcı, göz derecesi arttıkça lazer operasyonundan en iyi şekilde fayda görme oranının azaldığını, derece ne kadar düşükse işlemin o kadar başarılı olduğunu ifade etti.

İnsanların lazer operasyonu için doktora başvurduğunda, "Bu operasyon sonrasında gözüm sıfır derece olur mu?" demek yerine, "Hayatımı konforlu bir şekilde sürdürebilir miyim?" demesi gerektiğini belirten Erbağcı, operasyon sonrasında insanların gözünde küçük de olsa derece çıkabileceğini vurguladı.

Lazer operasyonlarında cihazların çok önemli olduğunu ve cihazların her geçen gün değişip geliştiğini belirten Erbağcı, bu işlemi gerçekleştirenlerin bilgilerini her zaman taze tutması gerektiğini vurguladı.

Erbağcı, lazer operasyonları konusunda insanları maceraya atmamak gerektiğini belirterek operasyonla ilgili olumsuz şartlar taşıyan kişilere bu olumsuzlukların ayrıntılı bir şekilde anlatılması gerektiğini kaydetti.

Milliyet

Diyette başarılı olmanın sırları

Diyet yapıp fazla kilolarınızdan kurtulmak istiyor ama bir türlü başarılı olamıyor musunuz? O zaman zayıf noktalarınızı saptadıktan sonra önerilerimize göz atın

Pek çok diyet denediniz ama sizin için uygun olanını bulamadınız mı? Diyetisyeninizin verdiği mönüyü uygulamada güçlük mü çekiyorsunuz? Kendi kafanıza göre diyet uyguluyor ancak devamını getiremiyor musunuz?

Bu sorulara cevabınız "evet" ise, sorununuzu çözmek için önce kendinizi sorgulayın ve nereden başlamak istediğinize karar verin. Beslenme alışkanlıklarınızda ani değişiklikler yapmak sizi ilk etapta korkutabilir, bu yüzden bir hedef listesi belirleyip adım adım kolaydan başlayarak ilerleyin.

Neden yemek yediğinizi tespit edin. Çoğu zaman tamamen duygusal açlıktan ötürü yemek yiyen bireylerdenseniz, her ekstra porsiyonla elbise ölçülerinizin de giderek artacağına odaklanın. Gerçekten aç olup olmadığınızı test edin. Her diyet ürününe kanmayın
Kalori kısıtlaması yaparken dikkat edilecek küçük tüyolarla işiniz daha kolay olabilir. Örneğin dışarıda yemek yerken sipariş ettiğiniz tabağı yakınınızla paylaşmak ya da yarısını eve götürmek üzere paketletmek, daha düşük kalorili besinlerle sevdiğiniz ve muhtemelen yüksek kalorili besinleri kombine etmeye çalışmak gibi.

Baharatlar, tat vericiler, limon suyu, hardal ve balzamik sirkeyle yemeklerinizi tatlandırmayı deneyin. Yemeğe salata veya az yağlı, kremasız, pirinçsiz, etsiz çorbalarla başlayın.
Her diyet ürüne kanmayın, etiket okuma alışkanlığı kazanın. Diyet ürünler sektörüne artan talep ve kişilerin daha sağlıklı olma çabaları nedeniyle piyasada diyet adı altında pek çok ürün bulunuyor. Ancak bunların çoğu ideal reçetelerde değil. Dolayısıyla, mutlaka etiketleri okumalı, şeker, yağ, posa ve kalori içeriği kontrol edilerek tüketilmeli.

Tatlı krizlerini tatlıya bağlayın. Bunun için hafif bir öğle yemeği yiyip masum bir tatlı kaçamağı yapmak için kendinize hak tanıyabilirsiniz.

Yemeklerinizi baharatlarla zenginleştirin, besinlerin termik etkisinden faydalanın. Kırmızı biber, zencefil, acı sos ve acı hardal gibi termik etkisi yüksek bahratları yemeklerinize ekleyerek metabolik hızınızı canlandırabilirsiniz. Bazı çalışmalara göre yüzde 25'e varan oranda etkili olabilecek bu yöntem denemeye değer. Abur cuburlardan uzak durun
Uyku saatlerinizi dengelemeye çalışın. Yapılan çalışmalar uyku süresi ile kilo kontrolü arasında bağlantı kurmuş, düzenli ve kaliteli uyuma alışkanlığına sahip bireylerin daha hızlı metabolizmaya sahip olduğu gözlenmiştir.

Diyetinizde kalsiyum bakımından zengin gıdaların yer almasına dikkat edin. Bunun için light süt ve süt ürünlerini hem ana öğünlerde hem de ara öğünlerde tüketin. Özellikle light kefir olmazsa olmaz besinler listenize girmeli.

Zararlı abur cuburlardan uzak durun. Alışverişe tok karınla çıkarak bu besinlere karşı duyulan isteği de de azaltmaya gayret edin.

Kahvaltınızı kesinlikle atlamayın. Bütün gece aç kalmış vücudunuzun enerji ihtiyacını karşılamak için yeterli ve dengeli bir mönü planlayın. Öte yandan her gün aynı besinleri tüketme hatasına da düşmeyin. Belli günlerde farklı besin kombinasyonlarıyla hem farklı besinsel içeriği hayatınıza katın hem de metabolizmanızı monotonluktan çıkarın.

Fazla besin alımı kadar yetersiz besin alımı ve çok düşük kalorili diyetler yapmanın da yersizliği ispatlanmıştır. Pek çok hastalığa yatkınlığı artırabilecek bu tarz yöntemlerden uzak durmalı, uzman ekip tarafından sizin için özel hazırlanmış mönüler takip etmelisiniz. Haftanın Besini
Sürprizli gevrek

1 adet sade probiyotik yoğurt ile 1 yemek kaşığı yağsız yoğurdu karıştırın. İçine 2 yemek kaşığı sade yulaf veya sevdiğiniz herhangi bir aromalı light bisküviden 2 adet, 1 adet kivi,
3 orta boy çilek, 1 çay kaşığı keten tohumunu katın ve karıştırın. Üzerine 1 büyük boy çileği küp küp doğrayıp 1-2 yaprak taze nane ile servis edin.

Kaynak : Taylan Kümeli - Milliyet

Buzulların erimesi durdurulamaz!

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin raporundan: Buzul erimesinin önüne geçilemez. Dünyada sular 4-6 metre yükselecek. Hollanda, Londra, New York ve Tokyo sular altında kalacak

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından hazırlanan ve nisanda açıklanacak olan raporda, bilim adamları uyardı: Küresel ısınma sonucu buzullarda erime kaçınılmaz.
İngiliz The Guardian gazetesi, bilim adamlarının iklim değişikliği konusundaki uyarılarını manşetine taşıdı ve uzmanların, "Buz tabakalarının erimesini önlemekte çok geç kalınmış olabilir" ifadelerine yer verdi.

Buzullar yarı yarıya eriyecek
Taslak metinden bölümler yer alan habere göre, Grönland ve Antarktika'da yapılan son araştırmaların sonuçları, buzul tabakalarının en az yarı yarıya erimesinin kaçınılmaz olduğu sonucunu ortaya koydu.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından hazırlanan raporda, küresel ısınma nedeniyle buzulların erimesi sonucu deniz seviyesinin 4 ila 6 metre yükseleceği kaydedildi.
Hükümetlerini bu konuda uyarmaya hazırlanan uzmanlar, deniz seviyesinde bu denli bir yükselişin Maldivler'i bir bataklık haline getireceğini, Hollanda ve Bangladeş gibi ülkelerle Londra, New York ve Tokyo gibi okyanus kenarı kentlerde büyük su baskınlarına neden olacağını kaydetti.
Bu etkiyi yapacak düzeyde bir buzul erimesinin yüzyılları bulabileceğini vurgulayan araştırmacılar, ancak emisyonun azaltılamaması halinde sürecin hızlanabileceği ve ülkelere bu durumla mücadele için daha az zaman bırakacağını vurguladı.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından bu ay içinde yayımlanan bir başka raporda da iklim değişikliğinde sorumluluğun "çok büyük ihtimalle" insanlarda olduğu vurgulandı. Aynı raporda, emisyon yükselişi sürerse ortalama sıcaklığın bu yüzyıl içinde 4 derece artacağı uyarısı yapıldı.
"Christian Aid" adlı yardım kuruluşunun araştırmasına göre de İngiltere'nin ilk 100 şirketinden sadece 16'sı, ürettikleri gaz salınımları konusunda, hükümetin koyduğu kurallara uyuyor.
İngiltere merkezli büyük şirketlerin atmosfere saldıkları milyonlarca ton karbon gazını saklamış olmaları, İngiltere'nin küresel ısınmaya ne kadar katkısı olduğunu ölçmeyi de güçleştirdi. Rapora göre, kayıtlara geçmeyen 200 milyon tonluk karbon gazı, Yunanistan ve Pakistan'ın bir yılda beraber ürettikleri miktarı da geçiyor.

Thursday, January 4, 2007

100 bin dolar ödülü eğitime harcayan vali

Siirt’te iken 'Haydi Kızlar Okula' kampanyasının ve halen bulunduğu Sakarya’da 1 ytl=1 okul kampanyasının ısrarlı takipçisi olmuş bir vali o. O vali kim mi? İşte cevabı.

Bizler çocukken adetti.Yerel gazetelerde şehirde yılın siyasetçisi,yılın sporcusu,yılın öğretmeni,yılın doktoru,yılın annesi seçilirdi.Belki yılın siyasetçisi ve yılın sporcusu halen bir çok ilde seçiliyordur,ama diğerleri hoş ve naif anılar olarak kulaklarımızda uğulduyor.

Peki bir bürokratın,mülki amirin , yılın eğitim alanında en çok konuşulan ismi olmasına ne deriz?

Bu yıl Koç Vakfı'nın “Vehbi Koç Özel Ödülü” ödülü işte böyle birşey oldu. Ödülü Sakarya Valisi Nuri Okutan aldı.Adapazarı yerel medyasından, ulusal basına Nuri Okutan ismi bir anda gündem oldu.

Buna sebep hiç şüphesiz ödülün hak eden isme gittiğine dair ortak kanı ve bu ödülü hak edişin arkasında uzun yıllar süren ,sahici ve somut bir eğitim gönüllüğünün yatmasıydı.

Vali Nuri Okutan yıllar yılı gayretle , hiç usanmadan görev yaptığı her yerde eğitimi yaygın hale getirmenin gayretinde olmuş.O kadar ki okul öncesi eğitimden,kitap okuma alışkanlığına kadar eğitim başlığının altında ne varsa ,Vali Okutan’ın gündeminden eksik olmamış.

Siirt’de görevliyken “Haydi Kızlar Okula” kampanyasının;halen bulunduğu Sakarya’da 1 ytl=1 okul kampanyasının ısrarlı takipçisi olmuş.
Şimdi yıllar yılı yaptığı çalışmalarının bir meyvesi olarak ödülünü alıyor.
Ödül tam tamına 100 bin dolar.
Vali Okutansa ununu eleyip asmışa hiç benzemiyor.
Çünkü bu rakamı da okul yaptırmak üzere bağışlıyor.

Sular çekilince tarihi yol ortaya çıktı


Gümüşlük'te sular 1 metre çekilince, deniz dibindeki 'Kral Yolu' gün ışığına çıktı. Bugüne kadar sadece dalgıçların gördüğü 3 bin 500 yıllık yolu, 2 bin kişi yürüyerek geçti.

Bodrum'un Gümüşlük beldesi açıklarındaki Tavşan Adası çevresindeki sular çekilince tarihi kral yolu gün ışığına çıktı. 3 bin 500 yıllık antik Myndos kalıntıları üzerinde kurulu beldeye gelenler, Kral Mousolos'un kullandığı yolda yürüyerek adaya ulaşmanın heyecanını yaşadı.

Antik Myndos kentini kuran Halikarnassos Kralı Mousolos'un bu yolu, sevgilisi ve aynı zamanda kız kardeşi olan Artemisa ile vakit geçirmek, Ege'nin eşsiz günbatımını seyretmek için yaptırdığı biliniyor.

150 metre uzunluğunda, 2.5 metre genişliğindeki yolun ortaya çıkması, liman mevkiinden adaya yürüyerek ulaşmayı da mümkün kıldı. Yılbaşı ve bayram tatili için Bodrum'a gelen yerli turistler, olayı duyunca Gümüşlük'e akın etti. Bir günde yaklaşık iki bin kişi Kral Yolu'ndan geçti. Suların çekilmesi tarihi Tavşan Adası'nın yarımadaya dönüşmesine de neden oldu.

CHP'li Gümüşlük Belediye Başkanı Mehmet Ülküm, zaman zaman bölgede gel git yaşandığını, ancak bu kez su çekilmesinin olağandışı olduğunu söyledi. Ülküm, "Yıllardır ancak dalarak izleyebildiğim Kral Yolu üzerinde yürümek gerçekten heyecan verici. Bu önemli günü fotoğraflarla arşivimize kaydettik. Eğer sular yükselmezse Kral Yolu'nun etrafını koruma altına alarak tarihi bilgiler içeren levhalar asacağız. Bu fırsatı beldemizin tarihi ve kültürü adına değerlendireceğiz. Çalışmaları gün ışığında daha kolay yürüteceğiz" dedi.

MİLLİYET

Slip çamaşırlar kısırlık yapıyor

Slip tarzı çamaşırlar, dar blucinlerin de üreme sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Kadayıfçı, ''Her 100 çiftten 20'si normal yollarla çocuk sahibi olamıyor. 10 yıl sonra her 100 çocuktan 5'i tüp bebek olacak'' diye konuştu.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı ve Tüp Bebek Merkezi Başkanı Prof. Dr. Oktay Kadayıfçı, her 100 çiftten 20'sinin normal yollarla çocuk sahibi olamadıklarını, 10 yıl sonra her 100 çocuktan 5'inin tüp bebek olacağını bildirdi.

Kadayıfçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk arasında ''kısır'' olarak tanımlanan üreme bozukluğunda, her zaman kadın suçlu gibi görülse de, yüzde 50 erkeğin, yüzde 50 de kadının payı bulunduğunu, ancak gelişen tıp imkanlarının evlat özlemi çeken ailelerin yüzünü güldürdüğünü bildirdi.

Kadayıfçı, gelecekte, hiç canlı spermi olmayan erkeklerin bile derisinden alınan bir parça sayesinde tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olabileceklerini ifade etti. T

ürkiye'de erkeklerin sadakatsizliğine bağlı artış gösteren cinsel hastalıkların, sperm üretimini etkileyen bir faktör olduğunu belirten Kadayıfçı, ''Ayrıca günümüz toplumundaki yoğun stres, özellikle Türkiye'de çok sigara içme, alkol kullanımı ya da çok sıcak ortamlarda bulunmak gibi etkiler sperm sayısını ve kalitesini düşürüyor, hareketini bozuyor'' dedi.

Slip tarzı çamaşırlar, dar blucinlerin de üreme sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Kadayıfçı, ''Her 100 çiftten 20'si normal yollarla çocuk sahibi olamıyor. 10 yıl sonra her 100 çocuktan 5'i tüp bebek olacak'' diye konuştu. Kadayıfçı, Tüp Bebek Merkezlerinde, hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmayanların bin ya da bin 500 YTL'lik harcama, yeşilkart ya da diğer sigortalıların ise 200-300 YTL harcayarak tüp bebek yöntemiyle evlat sahibi olabildiklerini kaydetti.

-BEŞİNCİ DENEMEDE GELEN MUTLULUK-

Bu arada, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde yaklaşık bir yıl önce yeniden faaliyete geçen Tüp Bebek Merkezi'ne başvuruda bulunan Sibel (32) ve Metin Önay (38) çiftinin evlat özlemi, tüp bebek yöntemi sayesinde sona erecek.

Bugüne kadar 4 ayrı merkezde tüp bebek denemesi yapan ancak, her defasında hayal kırıklığı yaşayan çift, beşinci tüp bebek denemesinin yapıldığı ÇÜ Tıp Fakültesi Tüp Bebek Merkezi'nden sevinçli haberi aldı.

Yaklaşık 12 yıldır evlat özlemi yaşayan Önay çifti, bebeklerini kucaklarına alacakları günü beklerken, ''Bugüne kadar bebek sahibi olabilmek için koca karı yöntemlerine kadar başvurmadığımız yol kalmadı. Tam umutlarımızı kaybetmiştik ki bir de ÇÜ'de tüp bebek yaptırmaya karar verdik. Buna kararı alırken de (bu son olacak) demiştik. Çünkü, ilaç kullanmaktan artık strese girmeye başlamıştık'' dediler. Merkez sorumlusu Yrd. Doç. Dr. İbrahim Ürünsak ise yeşil kart da dahil her türlü sosyal güvence altındaki çiftlere hizmetin verildiği merkezlerine ayda 70-80 çiftin tüp bebek için başvuruda bulunduğunu bildirdi

İşte hayat kurtaran 7 besin


Amerikan Kanser Araştırmaları Enstitüsü, vücudu kanser, kalp krizi, Alzheimer ve diyabet gibi ciddi rahatsızlıklara karşı koruyan besinlerin listesini açıkladı. İşte listedeki 7 besin:

İşte Amerika’nın en iyi uzmanlarının hazırladığı besin reçetesi:

Kalbi koruyor
* BADEM: Her gün, bir çay fincanın yarısını dolduracak miktarda, yani 30 gram badem yemeyi ihmal etmeyin. Omega-3 asitli yağları açısından oldukça zengin bir besin olan badem, kandaki kötü kolesterol (LDL) oranını yüzde 4.4 oranında düşürüyor. Badem böylece damar tıkanıklıklarını önleyerek, dolaşım sisteminin düzenli olarak çalışmasını sağlıyor; kalbi koruyor.

Diyabeti önlüyor
* KAHVE: Günde iki fincan kahve, özellikle orta yaşlardan sonra görülen Parkinson ve Tip-2 diyabete karşı vücudu koruyor. Kahvede bulunan kafein maddesi, diyabete yakalanma riskini yüzde 35 azaltıyor. Ayrıca ağrı kesici özelliği de bulunuyor. Ancak kahveyi mutlaka kalsiyum deposu olan sütle için. Böylece kafeinin kemikleri zayıflatmasını engellemiş olursunuz.

Sinirleri rahatlatıyor
* TARÇIN: Her yemekten sonra içinde bir miktar tarçın bulunan bir tatlı yemeyi unutmayın. Tatlı yemek istemiyorsanız, küçük bir çay kaşığı dolusu tarçını doğrudan suya ekleyerek içebilirsiniz. Tarçın kan şekerini düzenliyor, ayrıca sinir sistemini rahatlatıyor. Öte yandan köri baharatının içinde bulunan Tumerik adlı maddenin eklem iltihabını ve romatizmayı önlediğini unutmayın.

Patatesi haşlayın
* PATATES: Antioksidanlar yönünden çok zengin. Amerikan Tarım Dairesi’ne göre en yararlı 100 besinler arasında 17’nci sırada yer alıyor. Akciğer kanseri, diyabet ve kalp krizine karşı koruyor. Ancak patatesi kızartmak yerine, yağsız bir şekilde haşladıktan veya fırında pişirdekten sonra yemeyi tercih edin.

Kaslar için faydalı
* SEBZE ÇORBASI: Doyurucu ancak kalorisiz bir yiyecek olduğu için özellikle kilo vermek isteyenlerin bir numaralı tercihi. Ayrıca, özellike sebze çorbası sodyum bakımından zengin. Bir kase sebze çorbasında 500 miligram sodyum bulunuyor. Sodyum, sinir sistemi ve kasların düzenli olarak çalışmasını sağlıyor. Ayrıca vücuttaki sıvı miktarının dengesini düzenliyor. Ancak günde 1500 miligramdan fazla sodyum tansiyon ve kalp rahatsızlıkları konusunda tam bir ters etki yaratıyor.

Kansere karşı birebir
* ZEYTİNYAĞI: Zeytinyağı kanser riskini azaltıyor. Günde 25 ml. zeytinyağı alanların idrarlarında, hücrelere zarar veren ’8oxodG’adlı maddenin seviyesinin azaldığını ortaya çıkardı. Zeytinyağı kanserin yanısıra iyi kolesterol (HDL) oranın artmasını sağlayarak kalbi koruyor. 1 çorba kaşığı zeytin yağında 120 kalori bulunuyor. Bu nedenle günde 6 çorba kaşığını geçmeyin.

Kanseri engelliyor
* ÇAY: Siyah veya yeşil olsun, çayın her türü kanser riskinin azaltılmasında etkili bir rol oynuyor. Çay, kadınlarda rahim kanserine yakalanma riskini yüzde 50 azaltıyor. Göğüs kanseri içinse bu oran yüzde 60’a kadar çıkıyor. Çay ayrıca Alzheimer ve kalp krizine karşı vücudu koruyor.


Vatan